Sabah kahvaltısından sonra üzülerek Machael’den ayrılıyoruz. Aklım, kalbim, ruhum burada kaldı… İnsan bu yeşillik ve doğa içinde huzur buluyor, şehir hayatını tamamen unutuyor. İstanbul’a dönüş yaklaştıkça beni bir huysuzluk alıyor, ters ters somurtarak biniyorum minibüse. Yolculuk 2 saat sürüyor ve Borçka Karagöle’e varıyoruz. Doğa harikası bu Milli Park’ta yer alan Karagöl 1800’lü yılların başında meydana gelen deprem sonucu oluşmuş. Ekibin bir kısmını ikna ediyorum, hep birlikte gölde sandal gezisi yapıyoruz. Tam bu sırada yağmur çiselemeye başlıyor. Dileyen gölün etrafındaki patikada yürüyüş de yapabilir.
Yemek sonrasında ekipten benim gibi maceraperest olanlar rafting yapmak için ısrar ediyoruz. AyderYaylası’na gitmeden önce, Rize Fırtına Deresi üzerinde rafting yapmak üzere mola veriyoruz (Ruba Rafting – 0554 715 12 47).
Önce karada eğitim alıyoruz!
Sonra bota biniyoruz.
Bota biner binmez eğitmenimiz bizi ıslatıyor!!!
Yolculuk başlıyor!
Dalgalarla boğuşuyoruz!
6 kilometrelik parkurda yaklaşık 1 saat süren raftingten sonra Ayder Yaylası’na gitmek üzere yola çıkıyoruz. Yolda ÇayKur’un satış yerlerinden çay satın alıyoruz. Hemşin, Rize, Of ve Çayeli’nde hemen hemen herkes çay toplayıcılığı ile uğraşıyor. Karadeniz’de Mayıs, Temmuz ve Ağustos sonu olmak üzere senede 3 defa sürgün alınabiliyormuş. Benim favorim Tirebolu 42 isimli çay oldu.
Ayder Yaylası’na gelir gelmez sağlı sollu oteller, restoranlar, pansiyonlar görmeye başlıyoruz. Bu kadar medeniyet ve bina yaylaya biraz fazla gelmiş, büyüsü bozulmuş buranın. Ne yalan söyleyeyim gördüğüm yaylalar içerisinde en az beğendiğim Ayder oluyor.
Akşam yemek sonrası ise Bukla Oberj Otel’deki horon gösterisini izlemeye gidiyoruz.
Not: Doğu Karadeniz seyahatimin diğer bölümlerini okumak için buraya!
4 Yorum
Karadeniz yazı dizisine hayranlıkla takip ediyorum:) Kesinlikle katılıyorum Ayder yaylası konusuna, beton yapının yasaklandığı milli park olan Ayder yaylamızda, kendini bilmez insanların ahşap süsü verdikleri beton yapıtlarla doldu taştı güzel yaylamız.
Biz Türkler her güzel şeyi mahfetmeyi çok iyi biliyoruz, bu da bir kanıtı oldu. Gözüyle gören anlar gerçekten.
Rize/pazarlı biri olarak gerçekten yazılarını çok beğendim, çok doğru bildirimler olmuş.
Kalemine sağlık:)
Karadenizli birinin kendi memleketi ile ilgili yazdığım yazıları beğenmesine gerçekten çok sevindim. Ben oraları turist gözü ile gezdim, oralarda yaşayanlar tespitlerimi doğru bulduysa ne mutlu bana. Ayder’e diyecek lafım yok, hem yapılaşma çirkin hem çok turistik olmuş.
Çok güzel bir yazı olmuş.İmrenerek okudum ki son 2 yıldır acayip derecede Artvin’e gitmek istiyorum.Bu sene yine mümkün görünmüyor.Artık seneye planımı yapıp, boydan boya gezeceğim.
Ayderde turizm merkezi olmus cok talep görüyor agustosta otellerde yer bulunmuyor
Ayderde Doga Resort otelde konakladık eşşiz bir manzara ve kaliteli hizmet anlayısı hakimdi
Yaylada şenlik alanında sürekli horon oluyor izlemeside cok keyifliydi
Kavron yaylasını tavsiye ederim